OECD Raporu: Türkiye Kuruyor, Mersin ve Akdeniz’de Toprak Alarm Veriyor

OECD Raporu: Türkiye Kuruyor, Mersin ve Akdeniz’de Toprak Alarm Veriyor
OECD’nin küresel kuraklık raporu, Türkiye’nin %60’ında toprak neminin azaldığını ortaya koydu. Mersin ve Akdeniz Bölgesi’nde su kaynakları ve tarım üzerindeki risk hızla büyüyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), 2025 tarihli “Global Drought Outlook” raporunda Türkiye’ye yönelik çarpıcı uyarılarda bulundu. Türkiye genelinde toprakların yaklaşık %60’ında önemli düzeyde nem kaybı yaşandığıbelirtilirken, özellikle Mersin ve Akdeniz Bölgesi, kuraklık tehdidinden en fazla etkilenecek alanlar arasında gösteriliyor.

Topraklar Kuruyor: En Çok Etkilenen Bölgelerden Biri Akdeniz

OECD raporuna göre, 1980–2023 yılları arasında Türkiye topraklarının %60’ında toprak nemi anlamlı biçimde azaldı. Bu düşüş, Akdeniz Havzası ülkelerinde küresel ortalamanın da üzerinde gerçekleşti. Türkiye'nin güneyinde yer alan Mersin, Adana, Antalya gibi iller, artan sıcaklıklar ve azalan yağış nedeniyle yoğun toprak kuruluğu ile karşı karşıya.

Mersin’de Yeraltı Suları Alarm Veriyor

Raporda, Mersin’in de dahil olduğu Akdeniz kuşağında yeraltı su seviyelerinde 2000–2020 döneminde gözle görülür azalmalar olduğu vurgulanıyor. Tarımsal sulamada yoğun kullanılan kuyu suları hızla çekiliyor. Özellikle Silifke, Toroslar ve Tarsus gibi ilçelerde, suya erişimin gelecekte daha da zorlaşacağı ifade ediliyor.

Narenciye ve Seracılık Büyük Risk Altında

OECD verilerine göre kurak geçen yıllarda:

  • Türkiye’de buğday, arpa ve mercimek gibi ürünlerde %20’ye kadar verim kaybı yaşanabiliyor.

  • Akdeniz kıyısında yetiştirilen narenciye, muz ve domates gibi suya duyarlı ürünlerin üretimi büyük risk altında.

  • Mersin’de kuraklığın süresi uzadıkça, seracılık ve açık tarım alanlarında büyük ekonomik kayıplaryaşanabileceği uyarısı yapılıyor.

Kuraklık 7 Kat Daha Sık ve Şiddetli Olabilir

Rapora göre, küresel ısınma +4°C’ye ulaşırsa, Türkiye ve benzeri bölgelerde kuraklık sıklığı ve şiddeti 7 kat artabilir. 2022 yılında Avrupa’da yaşanan kuraklığın, iklim değişikliği nedeniyle 20 kata kadar daha olası hale geldiği bilimsel olarak kanıtlandı. Mersin gibi yazın sıcak, kışın ılıman geçen bölgeler ise bu eğilimden kaçamıyor.

Plansız Kentleşme Kuraklığı Derinleştiriyor

Mersin’de artan kentleşme ve betonlaşma, toprak geçirgenliğini azaltarak yeraltı suyu beslenmesini zayıflatıyor. OECD, kent içi yüzeylerin geçirgen hale getirilmesi, yağmur suyunun toprakla buluşmasının sağlanması ve doğaya dayalı çözümlerle suyun tutulması gerektiğini belirtiyor.

 

OECD’den Türkiye ve Mersin’e 5 Acil Uyarı

 

OECD, Türkiye’nin genelinde ve Mersin özelinde artan kuraklık riskine karşı öncelikli olarak uygulanması gereken stratejik adımları sıraladı. İlk olarak, kuraklığa karşı daha dirençli bir tarım yapısı için, kuraklığa dayanıklı tohumlarıngeliştirilmesi ve üreticiye bu tohumların ulaştırılması gerektiği vurgulanıyor. Tarımda kullanılan suyun büyük bölümü yer altı kaynaklarından sağlandığı için, bu kaynakların sürdürülebilirliğini korumak amacıyla yeraltı suyu kullanımına kota ve izleme sistemlerinin uygulanması öneriliyor.

Özellikle kentleşmenin hızla arttığı şehirlerde, toprak geçirgenliğinin korunması kritik öneme sahip. Bu nedenle, şehir planlamasında geçirgen yüzeylerin artırılması ve betonlaşmanın sınırlanması gerektiği ifade ediliyor. Aynı zamanda yağış rejiminin giderek düzensizleştiği günümüzde, yağmur suyunun doğrudan toprağa ulaşması sağlanmalı ve yağmur suyu hasadı ile gri su kullanımı gibi alternatif yöntemler yaygınlaştırılmalı.

Son olarak, Mersin gibi iklimsel olarak risk altında olan bölgelerde yerel erken uyarı sistemlerinin kurulması, kuraklık tehdidine karşı toplumsal ve kurumsal reflekslerin güçlendirilmesini sağlayacaktır. Bu uyarı sistemleri, tarım takviminden belediye altyapısına kadar birçok alanda karar alıcıları ve yurttaşları zamanında harekete geçirebilir. OECD, bu önlemlerin bir bütün olarak ele alınması hâlinde kuraklığın yıkıcı etkilerinin azaltılabileceğini belirtiyor.

“Her 1 Dolar Önleme Karşılık 10 Dolar Fayda”

OECD, kuraklık önleme yatırımlarının 2 ila 10 kat ekonomik ve çevresel fayda sağladığını vurguluyor. Tarım, içme suyu, enerji ve ekosistem sağlığı açısından önleyici adımların şimdi atılması gerektiğinin altı çiziliyor.

Haberle ilgili daha fazlası: #oecd  #küresel kuraklık raporu