Mersin’den ekonomi uyarısı: Sanayide kayıp pay üçüncü çeyrekte derinleşti

Mersin’den ekonomi uyarısı: Sanayide kayıp pay üçüncü çeyrekte derinleşti
Sanayinin GSYH’de 1995’ten bu yana yaşadığı düşüşe dikkat çeken değerlendirme, Mersin’den ülke geneline yayılan bir uyarı niteliği taşıyor. İnşaatın 2025’te lokomotif konuma çıkması, sanayi payının geride kalması ve tekstildeki aşınma birleşince tablo netleşiyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, CNBC-e ekranlarında Meryem Kenan’ın sunduğu Para Ekranı programında sanayi üretim verilerini ve enflasyonun reel sektör üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Çakır, Türkiye ekonomisinde sektörel dengenin bozulduğuna dikkat çekerek, sanayinin yeniden güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Üçüncü Çeyrek Verileri Ne Söylüyor?

Sanayi verilerinin tek bir ay üzerinden değil, üçüncü çeyrek bazında değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çakır, büyüme beklentisinin yüzde 4,2 olmasına karşın yüzde 3,7’lik bir büyümenin gerçekleştiğini ifade etti. Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki paylara bakıldığında inşaat sektörünün yüzde 13,9 ile lokomotif konumuna geldiğini belirten Çakır, sanayinin payının yüzde 6,6’da kaldığını, tarımda ise yüzde 12,7’lik düşüş yaşandığını söyledi. Hizmetler sektörünün ise yüzde 6,3 oranında büyümeyi sürdürdüğünü dile getirdi.

1995–2025 Karşılaştırması Dikkat Çekiyor

Hakan Sefa Çakır, sektörel eğilimleri daha net görmek için uzun vadeli karşılaştırmanın önemine işaret etti. 1995 yılında tarımın GSYH’dan aldığı payın yüzde 12,7 iken bugün yüzde 6’ya gerilediğini belirten Çakır, sanayinin payının da yüzde 31,6’dan yüzde 20,4’e düştüğünü kaydetti. En dikkat çekici gerilemenin imalat sanayinde yaşandığını vurgulayan Çakır, imalatın GSYH içindeki payının 1995’te yüzde 28,4 iken bugün yüzde 17,4’e kadar indiğini söyledi.

Hizmetler Sektörü Öne Çıkıyor

Pandemi döneminde tedarik zincirlerinin kırılmasıyla sanayide kısa süreli bir ivme yakalandığını hatırlatan Çakır, bunun kalıcı olmadığına dikkat çekti. İnşaat sektörünün dönemsel dalgalanmalar yaşadığını belirten Çakır’a göre en belirgin artış hizmetler sektöründe gerçekleşti. Hizmetlerin GSYH’daki payının 1995’te yüzde 55,7 iken bugün yüzde 73,5’e yükseldiğini ifade eden Çakır, bu artışın tarım ve sanayiyi geriye ittiğini söyledi.

“Arzı Artırmadan Kalıcı Çözüm Olmaz”

Türkiye’nin 1,5 trilyon dolarlık büyük bir ekonomi olduğuna dikkat çeken Çakır, sıkı para politikalarıyla enflasyonun kontrol altına alınmaya çalışıldığını ve bunun desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Buna rağmen ekonominin direnç gösterdiğini belirten Çakır, talep odaklı yaklaşımlarla sorunun çözülemeyeceğini, arzı artıracak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Enflasyon ve Sanayicinin Sorunları

Enflasyonun yüksek seyretmesinin sanayicinin girdi ve işçilik maliyetlerini artırarak rekabet gücünü zayıflattığını dile getiren Çakır, düşük kur politikasının da ihracatçı sanayici üzerinde baskı oluşturduğunu söyledi. Finansmana erişimin en büyük sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Çakır, sanayicinin ihracatını sürdürebilmesi için net bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Tekstil sektöründe ciddi kayıplar yaşandığını ifade eden Çakır, istihdam kayıplarına ve firmaların farklı ülkelere yönelmesine dikkat çekti. Tekstil sektörünün hem Türkiye hem de Mersin için stratejik önemde olduğunu vurgulayan Çakır, çözümün katma değerli üretim ve teknolojik dönüşümden geçtiğini söyledi. Bu dönüşümün KOSGEB ve TÜBİTAK destekleriyle güçlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası: