Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir İl Örgütü, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü arasında imzalanan protokolle okullara “manevi danışman” adı altında imam, müftü, müezzin gibi din görevlilerinin atanmasını protesto etmek için müdürlük binası önünde bir araya geldi. Çok sayıda veli ve yurttaşın protokole itiraz dilekçeleri yetkililere teslim edildi.
Yapılan basın açıklamasında konuşan veli ve psikolog Gülperi Putgöl Köybaşı, bu protokolün çağdaş, bilimsel eğitime ve laikliğe bir daha darbe vurulması anlamına geldiğini, her okul ve mahallede bu adıma karşı güçlü bir şekilde karşı çıkılması gerektiğini belirtti. Köybaşı “Bugün Urfa’da 12 yaşında bir çocuk medresede kendisini asmış bulundu, bunların devam etmesinden endişeliyiz. Bizler çocuklarımızı bu karanlığa teslim etmeyeceğiz, okullarımızın imamlara ihtiyacı yok ve buna dur demek için mücadelemize devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
TKP İzmir İl Örgütü adına basın açıklamasını da veli Özgü Türk okudu. Açıklamada imzalanan protokolle ilgili “AKP, her yere imam hatip okulu açtığı yetmiyormuş gibi diğer okulları da imam hatipleştirmeye çalışıyor” denildi.
'Emekçilerin çocukların tarikatların eline teslim ediliyor'
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü arasında "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)" kapsamında yapılan bir protokolle 842 ilkokul, ortaokul ve liseye “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz ve Kuran kursu öğreticisi atandı. Bu sayı İzmir’deki tüm okulların üçte birine denk geliyor. Geri kalan okullara ise 1 yıl içerisinde atama yapmayı planlıyorlar. Bu okullar arasında İzmir Fen Lisesi ve Bornova Anadolu Lisesi gibi İzmir'in köklü okulları da bulunuyor. Okullara atanan bu din görevlileri, ders dışı etkinliklerde ve okul dışı zamanlarda, öğrencileri camilere, bunun yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olan ve tamamen dini eğitim verilen 'Gençlik Merkezleri'ne götürebilecek. İktidara geldiği günden beri tüm toplumsal yaşamı dinselleştirme amacıyla hareket eden AKP, her yere imam hatip okulu açtığı yetmiyormuş gibi, diğer okulları da imam hatipleştirmeye çalışıyor.
Okullarda, atanmayı bekleyen binlerce öğretmen yerine, hiçbir pedagojik eğitimi olmayan insanların görevlendirilmesi, öğrenci sağlığını olumsuz yönde etkileyen temizlik görevlisi eksikliği, okulların gider harcamalarının büyük kısmının devlet bütçesinden değil de, öğrenci velileri tarafından karşılanması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, iktidarın eğitime bakış açısını açıkça gösteriyor.
AKP iktidarı, ülkenin bir avuç zenginine yeni teşvikler ve olanaklar yaratırken, devlet okullarının, başta öğretmen ihtiyacı olmak üzere, en temel ihtiyaçları için kılını kıpırdatmıyor. Okullarda 'hizmet' adı altında biz emekçilerin çocuklarını tarikatların eline teslim etmekten başka bir şey gelmiyor. Ülkemizi yağmalayan, halkımızı sömüren yerli ve yabancı tekeller için bilimsel düşünceden uzaklaşmış, biat eden bir neslin yaratılması gerekiyor. İşte AKP'nin 20 yıllık iktidarı boyunca izlediği halk düşmanı eğitim politikaları da, seçimin hemen ardından 'manevi danışman' adımına yönelmesinin ardında da bu gerçek yatıyor. Karanlığa boyun eğmeyeceğiz!
Tarikatlar ve yobazlar, okullarda, iş yerlerinde, mahallelerde, siyasette, devlet kurumlarında, hayatın tüm alanlarında yürüttükleri faaliyetlerle dini istismar ediyor, dini temsil adına inanılmaz zenginlikleri ellerinde topluyor, bir de üstüne toplumsal yaşamın kurallarını din adına belirlemeye çalışıyorlar. Tarikat liderlerinin ve mensuplarının çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel istismar haberleri, bunları meşrulaştırmaya dönük çabalar, sürekli gündemde. Şimdi ise Meclis'e AKP'nin desteğiyle giren HÜDA PAR'ın anayasadan laiklik ilkesini çıkartmak istediğini okuyor ve duyuyoruz. Biz de buradan sesleniyoruz: Karanlığa boyun eğmeyeceğiz!
Laikliği ağzına dahi alamayan, seçimi kazanmak adına halkın laikliğe sahip çıkan direncini baskılamayı seçim taktiği sayan, 'Diyanet kapatılsın' demekten korkan, en çok imam hatip okulu açmakla övünen, tarikat ve cemaat şeyhlerini 'kanaat önderi' olarak gören düzen muhalefeti ise, AKP iktidarına ancak ve ancak cesaret veriyor.
Emek sömürüsüne, ülkenin yağmalanmasına, halkın yoksulluğuna gözünü kapatanda ahlak olmaz, hele çocuk istismarcılarından 'manevi danışman' hiç olmaz.
Çocuklarımızı sizin karanlığınıza teslim etmeyeceğiz!
Diyanet ve imam hatipler kapatılmalı, tarikat ve cemaatler dağıtılmalıdır!
'Manevi danışman' dayatması hemen sonlandırılmalıdır!
Parasız, bilimsel ve laik eğitim, devlet eliyle yeniden planlanmalıdır!
100 yıl önce hilafeti çöpe atıp, padişahı İngiliz zırhlısıyla kovan Anadolu halkından aldığımız cesaretle, halkımızı AKP iktidarının karşısına dikilmeye ve memlekete sahip çıkmaya çağırıyoruz!''