Beyhan Balaban

Beyhan Balaban

       

ALEVİ CUMHURBAŞKANI İSTEMİYOR MUSUN? 


       Türkiye Genel Siyasetinde “ACİZLİĞE GEBE POLİTİKALAR” Devam Ediyor 

       Alevi CUMHURBAŞKANI Seçebilirsek Türkiye’de DEVRİM OLUR!  

       SİYASETTE 77 YILLIK TESLİMİYET BAYRAĞI  

       Türkiye siyaseti 1945’te çok partili yönetime geçme kararı aldıktan sonra, 1946 ve 1950 seçimlerini belirleyen ABD’nin oyunlarıyla, NATO Üyeliği ve 1955’te planlanmış sözde yardımlaşma platformu olan VARŞOVA PAKTI etkileriyle daima ülke içinde kutuplaşma yaratılan bir siyasi düzen yaratıldı. Kutuplaşmalar; Faşist-Komünist, Dinli-Dinsiz, Türk-Kürt, Müslüman-Gâvur, Sağcı-Solcu, Milli-Terörist, Sünni-Alevi tanımlamaları verilerek her dönem çoğaltılıp emperyalizmin desteklediği siyasi partilerce seçim hesaplarında kullanıldı.  

       Bu yüzden bana göre; Türkiye Siyaseti 77 yıldır ACİZDİR ve DAİMA EMPERYALİZME GEBE HAREKET EDEREK planlanmış oyunlar üzerinden politika geliştirip uygulayarak, teslimiyet bayrağını 77 yıldır indirememiş, bağımsızlık bayrağını 77 yıldır göndere çekememiştir! Seçilemeyen, emperyalizme karşıt mücadele eden siyasi partiler olması hiçbir durumu değiştirmez. Bilhassa, neden 77 yıldır başarılı olamadıklarını, “TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE” sloganını kullandıkları halde, söylemin sözde kaldığını hepsi birlikte masaya yatırıp önce kendi başarısızlıklarını kabul ederek siyasi politikalar üretip, uygulamalıdırlar… 

       Buradan Meral AKŞENER’e tamda yerinde bir gönderme yapayım; 75 yıllık siyasi demokrasi değil, 77 yıllık emperyalizme teslim olmuş, emperyalizmin uşağı olmuş bir siyasi tarihin ürünü olmamaya, tarihi taraflı değil, doğru analiz etmeye ülkemizin geleceği açısından dikkat ediniz! Zira taraflı siyasi konuşmalarınız ve yönlendirmeleriniz devam ederse MHP’den bir farkınız zamanla kalmayacak ve elde ettiğiniz bu başarıyı kendi elinizle yok edeceksiniz… 

       Yazımı buraya kadar 5 Şubat 2023’te yazdım. Ama 5 Şubat’ı 6 Şubat’a bağlayan gece milletimizi kahreden, bana göre yüzbinlerin üzerinde vatandaşımızı kaybettiğimiz acı deprem olunca yayınlatmadım. Şimdi yazımı aynı yerden devam ederek Millet İttifakına başından bu yana zarar vereceğini düşündüğüm Meral AKŞENER’in 3 Mart’ta 6’lı masa toplantısı sonrasında yaptığı SAYGISIZ ve KENDİ EMEĞİNE SAYGINSIZ konuşmaları üzerinden devam ediyorum. 

       ALEVİ CUMHURBAŞKANI İSTEMİYORSUNUZ! ÇÜNKÜ 

       Ne zaman Millet “Kemal KILIÇDAROĞLU da olsa oy vereceğiz” dese, 6’lı masa milletin sözleriyle RTE’ye karşı ne zaman güçlense; AKŞENER birlikteliğe hep zarar veren siyasi hamleler yaptı. Zaten yaklaşık iki yıl önce “Ben Başbakan olacağım, ben Başbakanlık istiyorum” sözlerini söylediğinde kesinlikle bu şahsın RTE’ye el verecek siyaseti üreteceğine emin oldum. Ekrem İMAMOĞLU çıkışlarında ve CHP’ye DAYATARAK kendi başına aday belirleme cüretkârlığını gösterdiğinde EYVAH dedim. Sadece Millet İttifakına zarar vermeyecek aynı zamanda CHP’yi kutuplaştırarak ayrıştıracak dedim ve “AKŞENER’İN KILIÇDAROĞLU’NA İSTİBDAT KUMPASI” yazımı yazıp yayınlattım.  

       Neden Başbakan Olmak İstiyor? 

       Merkez Sağ görüşlü siyasiler kesinlikle Emperyalizme karşıt hareket etmezler. Güçten yana olurlar, dar görüşlü olup yandaşlarının çıkarları kadar hareket ederler. Türk Siyasi Tarihi hep böyledir. Emperyalizm neyi politika aracı olarak kullanırsa ona destek verirler. CHP’nin kararlarına karışacak kadar cüretkâr olan, 6’lı masanın oylamasında 5’e bir 1 kaldığı halde sonuca başkaldıran ve birlikteliğe son veren bir yaklaşım elbette samimi olamaz. Ayrıca kameralar karşısına geçip kendi kişiliğine ve 7 yıllık CHP ile yol arkadaşlığına SAYGINSIZCA SAYGISIZ konuşan bir dilden artık ittifaka fayda değil, ayrıca devletin ve milletin geleceğine de zarar gelir.   

       Emperyalizmin kullandığı politik araçları yukarıda yazmıştım, “Faşist-Komünist, Dinli-Dinsiz, Türk-Kürt, Müslüman-Gâvur, Sağcı-Solcu, Milli-Terörist, SÜNNİ-ALEVİ …” gibi kutuplaştırıcı söylem ve uygulamalar. Bu söylem ve uygulamaların içinde ülkemiz katliamlarda gördü. Bombalar, yangınlar, kanlı eylemler…  

       MADIMAK! Madımak Sünni-Alevi Kutuplaştırmasının KATLİAMIDIR! 

       Evet, SÜNNİ-ALEVİ ayrıştırmasını Kemal KILIÇDAROĞLU eğer Cumhurbaşkanı olursa bir daha kullanamayacaklar, vatan topraklarımızda cahil kesim bilinçlenerek, “Alevi ama bizimkilerden iyi, Alevi ama ülkesi için doğruları yapıyor, Alevi ama maaşlarımız Kılıçdaroğlu sayesinde arttı…” gibi yaşadıkları gerçeklerle artık MEZHEP AYRIŞTIRMASINI bitirecekler. Milletimiz bilinçlenecek. Emperyalizmin ve emperyalizmden geçinen merkez sağın asla istemediği bir sonuç Türkiye’de GÜNEŞ gibi doğacak. Bu yüzden Meral AKŞENER aldığı ayrımcı ve dışa bağlı ama dar görüşlü yaşam kültürünün gebe olduğu taraflı siyasi düşüncesini yenememiştir. Kaldı ki, kendisine yetki veren parti içi kurumlarıyla, Kılıçdaroğlu söz konusu olduğunda yeniden toplantı yapmıştır. Eğer İmamoğlu veya Yavaş’ın adaylığı 6’lı Masada oylansaydı tekrar “parti kurumlarıma sorayım” demeyecekti. Buradan da net anlaşılıyor ki, Kemal KILIÇDAROĞLU ALEVİ olduğu için adaylığı İyi Parti içerisinde ve DİNCİ kesimde istenmiyor.  

       ALEVİ CUMHURBAŞKANI OLURSA, TÜRKİYE’DE DEVRİM OLUR 

       Yıllardır dile getirip yazdığım bir gerçek var. Neden bir zamanlar Amerika’da KÖLE olan Zenci kökenlilerden OBAMA ABD’ye Başkan oldu da, Türkiye’de bir ALEVİ veya bir KÜRT Cumhurbaşkanı olmasın! Türkiye, emperyalizmin Tür Siyasetinde yarattığı 77 yıllık esareti, tüm yaratılan kutuplaşmaları yenerek çağdaş, medeni, laik, ilerici ve tam bağımsız olabilir. Son iki gündür bu gerçeğin değişip değişmeyeceğini net yaşıyoruz ama ne ulusal kanallarda, ne de siyasi arenada açıkça bu gerçeği haykıran yoktur. ALEVİ ayrımcılığını vurgulayarak “esas konu budur” diyerek gündem yaratan yok. Kaldı ki, Kemal KILIÇDAROĞLU geçmişi açısından tam bir Türkiyedir. Ailesinin bir yanı Sünni, diğer yanı Alevi’dir. Türkiye’de kim kendisine “Türk’üm-Sünniyim” dese soyunda sopunda mutla farklı ırklar ve mezhepler karışmıştır. Kimse bu gerçeği yok sayamaz. Bu nedenle KILIÇDAROĞLU seçimi mutlaka kazanır, AKŞENER ise farklı hesaplar peşinde ittifakı oyalamıştır. Bu hesapları önümüzdeki günlerde dile getirelim.  

       Sonuç olarak hiç şık olmadı, hiç hoş olmadı. Tamamen ERKEKSİ konuşmalarla ittifakı hep ayrıştırarak sürekli DAYATMA adaylarla ittifaktan ayrı FEVRİ davranarak gündem yaratmaya çalışan bir KADIN, saygınsız ve saygısız bir dil, siyaset değil EVCİLİK OYNAYAN bir politik hesapçıdan ÇİRKİN BİR FİLM izledik… 

       Türkiye Siyasetinin nitelikli, üst düzey seviyesine ulaştığı gündemleri sorgulamak temennisiyle vatanımıza ve milletimize yaşanan deprem felaketinden ötürü sabırlar dilerim… Geçmiş Olsun TÜRKİYE! 

Beyhan BALABAN 

Cumhuriyet’in KALEMİ