Türkiye Siyaseti Genel Seçim Gerçeği -44-
MİLLET İTTİFAKI ŞERİATI DESTEKLEYENLERLE CEBELLEŞİYOR
İYİ Parti Yaptığı Yanlışların Sessizliğinde Bir Haftayı Geçirdi!
Muharrem İNCE’yi Bahane Edenler ŞARTLI BALON YARATTI!
Sinan OĞAN ŞIMARDI! Bir Haftadır Kararını Açıklayacak!
Kemal KILIÇDAROĞLU 1. Turda Kazanmışken HİLE ile Yenilgiye Düştü!
MİLLET İTTİFAKI ŞERİATI DESTEKLEYENLERLE CEBELLEŞİYOR
14 Mayıs 2023 günü Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için sandığa giden Türk Milletinin yaklaşık yarısı olan % 50 dolaylarındaki oranın bir kez daha özünde bir millet OLMADIĞI tescil edildi. Ülkemize DEVŞİRMELERİ transfer eden geçmişten bugüne tüm siyasiler bu ülkeyi ne hale getirdiklerini bir zahmet düşünsünler!
Sadece devşirmeler değil, MİLLİYETÇİLİKTEN bahseden VATAN SATICILARI, LAİKLİKTEN bahseden KADIN HAKLARI SATICILARI, bu ülkeye bir şey olmaz diye diye Siyasetten geçinen ŞERİAT DESTEKÇİLERİ, yarınları göremeyen veya görmek istemeyen MENFAATÇİLER ülkeyi GERİCİLERE tamamen teslim etmek üzereler!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm dünyaya 2002’den beri HİLELİ SEÇİMLERLE rezil olmuş bir şekilde devlet işlevinde şeriatın en tehlikeli temel atma dönemini yaşıyor. Laikliği vurgulayarak dikkat edin diyen bizlere; “Bir şey olmaz, Türkiye’ye şeriat gelmez…” diyenler neredesiniz! Millet İttifakı içinde dahi ittifaka sadık olmayan çevreler, ülkenin geleceğini HDP BAHANESİNDEN önce düşünmeyenler, öncelikleri Cumhuriyet ve Laiklik değil de SÖZDE MİLLİYETÇİLİK olanlar ne oldu? Aldınız mı boyunuzun ölçüsünü!
Millet İttifakının sağ seçmenlere, SÖZDE MİLLİYETÇİLİKTEN GEM VURANLARIN TERÖRDEN BESLENDİĞİNİ anlatması lazım. Milliyetçilikten bahsederken aslında ŞERİATI beslediklerini korkmadan sağ seçmenlere anlatması lazım. 1946’dan bu yana ülkemiz için endişe eden düşünürleri, yazarları öteleyenler şimdi uyardığımız şeriat kuyusuna düştüler, cebelleşip duruyorlar. Cemaatlere seçimlerde oy alacağım diye göz kırpa kırpa şeriatı var ettiler. Sonuç, kazanmışken başarısızlık... Dünyada en gerici ülkelerde dahi böyle rezilce seçimler yapılmamıştır. Devletin kadroları devletin değil, hükümetin ve tek şahsın olursa, muhalefet cemaatten oy alabilmek için LAİKLİKTEN ödün verip ACİZ olursa, %50’si bozuk ve devşirme olanlar kendilerini kim dilenci gibi besliyorsa tabi ki ondan memnun olurlar. Devşirme ne bilsin DEVLET nedir! Devşirme ne bilsin MİLLET nedir! Devşirmenin devleti milleti olmaz ki, seçmen olarak vatandaşlığın ne olduğunu bilsin! Kendi devletini, milletini satan devşirmeden başka bir devlete, başka bir millete hayır gelir mi!
İYİ Parti Yaptığı Yanlışların Sessizliğinde Bir Haftayı Daha Geçirdi!
İYİ Partiyi CHP’nin kadrolarıyla var eden, daha sonra siyasi tabularını yenemedikleri konularda amaçlarından uzaklaşarak yanlış politikalar yapan İyi Partililer seçimde % 3,5 oranında seçmen kaybetti. Peki, bu oylar nereye gitti? Tamamının MHP’ye gitmediği ortada. Çok az bir oran CHP’ye gitti, çünkü bu oran eskiden de CHP’nin seçmenleriydi. İyi Partinin % 2,5 oranında Cumhur İttifakına oy kaydırdığı 2018 genel seçim sonuçlarını incelediğinizde görebilirsiniz. Meral AKŞENER’in “Ben Başbakan Olacağım” politikasından ileri gitmeyen, var olan başarıyı da olumsuz etkileyen yanlış çıkışlarıyla İyi Parti Siyaseti; ekilen ilericilik tohumlarına zarar verdi.
İyi Partinin, MHP’nin terörden, milliyetçilik yalanından, Amerikan piyonluğundan geçindiğini millete doğru ve korkmadan anlatması lazım. Gerçek milliyetçiliğin ne olduğunu anlatması lazım. Hüseyin Nihal ATSIZ’ın 1969 kurultayında (MHP olarak adı değiştiğinde) Adana’ya gelip Osman BÖLÜKBAŞI ile birlikte kurdukları Cumhuriyetçi Millet Partisinin halini gördüğünde “TANRI ALLAHA YENİLDİ” sözünün ne anlama geldiğini anlatması lazım. Türklüğün ve Türkçülüğün İSLAMA esir olmaması gerektiğini anlatması lazım. Ülkücülüğün ŞERİATI desteklemesinin yanlış olduğunu anlatması lazım. Ülkücülüğün gericilikle asla bağdaşmadığını, tam aksine ulaşılması gereken en yüce üretim yolu olduğunu anlatması lazım. Yoksa bir gün gelecek Türklük te, Türkçülük te, Ülkücülük te İslam adı altında gericilerin elinde yok edilecek…
14 Mayıs’tan sonra 21 Mayıs Pazar günü meydanlara çıkan İyi Parti Genel Başkanı Meral AKŞENER keşke bir haftadır sessiz kalacağına; bu yazdıklarımı soru olarak milliyetçiyim diyenlere etkin şekilde yönelterek politika yaratıp GÜNDEMDE RTE’ye karşı daha sert kalabilseydi…
Muharrem İNCE’yi Bahane Edenler ŞARTLI BALON YARATTI!
Cumhuriyet Halk Partisi 1945 yılından sonra ileriyi görecek hesapları yapabilme özelliğini kaybetmiştir. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün cesaretli ve korkusuz etkin siyasi ruhu ne yazık ki AMERİKANCI Celal BAYAR’ın İsmet İNÖNÜ üzerindeki baskısıyla yok olmuştur. O gün bu gündür CHP genel merkezlerinde parti içi koltuk yarışları baş göstermiş, devleti kuran CHP yeniden cemaatlere, tarikatlara mecbur kalan bir siyasi tarihi yaratmıştır! Kendi içerisinde yarışarak acizleşen, birleşmeyi görev paylaşarak beceremeyen CHP yönetimleri, karşıt görüşlerle birleşmeyi meziyet zannetmiş ve daima yenilgi yaşamışlardır. CHP ne zaman gericilere boyun eğse sandıkta kaybetmiştir, hiç oy arttıramamıştır…
Deniz BAYKAL döneminden bu yana CHP Genel Başkanlığı yarışlarında daima önü kesilen Muharrem İNCE’nin 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Adaylığı çok doğru bir stratejiydi. Ama anlamadılar, anlamak işlerine gelmedi. Çünkü parti içi yarışı ülkenin içinde bulunduğu durumdan daha öncelikli tuttular. KILIÇDAROĞLU yandaşları ve şakşakçıları siyasetin geleceğini görebilselerdi veya görenlerin sesine kulak verselerdi bugün ŞIMARIK BİR BALON ŞİŞMEYECEKTİ! Evet, “Muharrem İNCE’ye oy verecek olanlar ne KILIÇDAROĞLU’na, ne de RTE’ye asla oy vermek istemeyen bilinçli kişilerdir” dedik. “Bu kesime zarar vermeyin, yarın ihtiyacınız olabilir” dedik. Ama dinlemediler, Muharrem İNCE’nin dengesini bozacak şekilde kirli siyaseti, KASET Siyasetini tercih ettiler, suçladılar. Böylece Muharrem İNCE seçimden çekildi ve oyları Sinan OĞAN’a kaydı. Ortaya ŞARTLI BİR BALON çıktı. Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. Tura kaldığı 15 günlük dar zamanda, televizyon ekranlarında ülkenin kötü halini anlatan Sinan OĞAN hala kararını açıklamadı, bir hafta boşa geçti. Hem İyi Parti, hem Zafer Partisi, hem de Sinan OĞAN 14 günlük zamanın yarısını oyalayarak harcattılar. Cumhurbaşkanı Adayını ayaklarına kadar getirip utanmadan Millet İttifakına ŞART koşuyorlar. Bu çirkin bir siyaset, bu işin şartı mı kalmış artık, başka çare var mı? Siyasette geçmişte başarısı olmadan, durumdan kaynaklanan şansla % 5’lik oranı ile 77 yıllık Ana Muhalefet Partisine DAYATMA yapıyor. Eğer Muharrem İNCE ile uğraşma salardı, biraz siyasetin geleceğini tahmin edebilselerdi bugün ŞARTLI BİR BALON ŞİŞMEYECEKTİ! Ama balonun patlaması yakındır. Sinan OĞAN’ın en ufak bir yanlışı kendisini yeniden siyasette yok eder…
Sinan OĞAN ŞIMARDI! Bir Haftadır Kararını Açıklayacak!
Sinan OĞAN; televizyonlarda yaptığı seçim propagandalarında samimi olsaydı Millet İttifakının Adayını ayağına getirmez, hemen kollarını sıvar, bu işi bitirelim sonra siyasetin gidişatını konuşuruz diyerek 6 genel başkanla hemen konuşurdu. Bu derece vahim anlattığı ülke gerçeğine siyasette şans eseri yarattığı kişisel başarıyı tercih etmezdi. Sonuç itibariyle Millet İttifakına destek verecek olan Merkez Sağ siyasileri bu işi oyalayarak, mecliste veya siyasi yaşamda kendi hanelerine başarı yazdırmak çabasından öteye gitmemişlerdir. Her zaman yazdığım gibi Sağ sadece güç ister, kadro ister, menfaat ister ülke yönetemez…
Bu gerçeğe bir örnek vereyim; Mersin’in ÇAMLIYAYLA İlçesinde toplam 25 sandık var. Seçmen sayısı 7. 095, Cumhurbaşkanlığında; RTE: 3.513 oy, Muharrem İNCE: 35, KILIÇDAROĞLU: 2.344, Sinan OĞAN: 334 oy aldı.
ÇAMLIYAYLA Genel Seçim sonuçlarında; AKP: 1.782, MHP: 1.689, İyi Parti: 1.226, CHP: 1.215 oy aldı. CHP Çamlıyayla’da 4. Parti oldu. CHP’nin 1.215 oyu ile İyi Partinin 1.226 oyunu topladığınızda 2.441 oy yapar. KILIÇDAROĞLU 2.344 oy almış. İttifaktan 97 kişi ittifakın adayı KILIÇDAROĞLU’na oy vermemiş. Demek ki bu ülkede sağ seçmenden Cumhuriyetin kazanımlarına asla katkı değil, sadece kendilerini var edecek oylar sonucunu beklemek lazım. Ülke genelinde vermeyenleri hesapladığınızda RTE’nin ve MHP’nin sadece menfaat doğrultusunda oy aldığını görüyoruz…
Çamlıyayla gerçeğinin ayrı bir yanı daha var. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap SEÇER, Çamlıyayla’ya gidebilecek en güzel, en özel hizmetleri yaptı. Katlı Otopark, Toplu Taşıma, Su ve Su donanımları akla gelecek her hizmet yapıldı. Yetmedi, ne kadar MHP’li kesim varsa onların çocuklarını işlere aldı. CHP’li birkaç kişi dışında Çamlıyayla’da CHP’den çalışan yok. CHP’nin emekçileri her yerde yok sayıldı, ötelendi, seçim çalışmalarında dahi görev bölümü yapılmadı. Gönüllü çalışanlar artık yok, maaşlı çalışanları da Halk tanımıyor. Biz bu gerçekleri söylediğimizde “yerel seçimlerde bize oy verecekler” diyebilirler, her zamanki savunmaları. Şimdiden buradan yazıyorum; asla CHP’ye oy vermezler. Bu ülkede İmam Öğretmenden önce geliyorsa ve devlet adına söz sahibiyse Sağdan ve Muhafazakârlardan CHP’ye oy gelmez. CHP halen kendi güçlerini koltuk uğruna yok edip sağı beslemeye devam etsin. Bu yanlış devam ettiği müddetçe Türkiye düzelmeyecek. Gün gelecek şimdiki mücadele eden ATATÜRKÇÜ seçmenlerde azalacak ve Türkiye şeriatın en öndeki ülkesi olacak…
Kemal KILIÇDAROĞLU 1. Turda Kazanmışken HİLE ile Yenilgiye Düştü!
2002’den bu yana hazırlanmış bir planla kurulan ve seçtirilen AKP Hükümetinin seçim stratejisini ne yazık ki CHP yönetimleri akıl yürüterek yenemedi. Özellikle AKP’nin ve son iki seçim sonuçlarında RET’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Anadolu Ajansı üzerinden yarattığı algıyı bir türlü çözemeyen ve çözüm üretemeyen CHP, seçimleri aslında kazanmışken kaybediyor. Kazanmışken kaybetmesini resmiyette onaylayan durum tamamen devlet kadrolarını AKP kadrosu yapmalarından kaynaklıdır. Bunun en etkin örneği YSK’dır. Emniyettir, Ordudur, Memur Kadrolarıdır… Türkiye’ye bir şey olmaz diye diye bu günlere gelmemizi seyreden, menfaatleri için AKP’ye oy veren, RTE’yi var eden Merkez Sağ siyasetidir. Başarıları; İslam adı altında yarattıkları dinci politikalar ve uygulamalardır…
Kemal KILIÇDAROĞLU; genel merkezde koltuğu uğruna gebe kaldığı kesimlerin yönettiği, danışmanlarının başarılı olamadığı veya özellikle olmadıkları bir kıskacın içinde cebelleşiyor. 14 Mayıs’ta CHP genel merkezinde mükemmel bir seçim organizesi hazırlanmıştı. 700 kişilik yurt dışından gelen Basın Mensuplarından ve tüm yurtta seçim kurullarına gelen yabancı gözlemcilerden AKP’liler çok rahatsız oldular. Genel merkezde 4 ayrı veri sistemi ile çalıştı. Millet İttifakının 6 genel başkanı saat başı milletin karşısına çıkıp konuşma yapacaklardı. Ama Murat AĞIREL’in önerdiği “4 verinin ortalamasını alalım, genel başkanlar bu ortala ile millete seslensinler” mantığı genel başkanların dengesini bozdu. Murat AĞIREL ile iş tutan genel merkezden görevliler çare üretemediler. 5 yıldır “Muharrem İNCE 2018’de neden konuşmadı ve neden kaçtı” sorusunu defalarca “12 Bin sandığın tutanaklarını istedim, genel merkez vermedi, ne konuşayım, ne anlatayım” diyen Muharrem İNCE’nin pozisyonuna düştüler! Anadolu Ajansına ANKA Ajansı da taktik uygulayabildi ama CHP genel merkezi taktik uygulayamadı. AA’nın ve Anka’nın seçim akşamı saat 22.00 dolaylarında “yurt genelinde sandıkların % 84’ü açılmıştır” açıklaması üzerine YSK; hayır diyerek “yurt genelinde sandıkların % 47’si açılmıştır” açıklaması yaptı. Üstelik tam da bu sırada YSK verilerinde Kemal KILIÇDAROĞLU % 48 ile önde görülüyordu. Fakat CHP bu sonucu da değerlendiremedi, taktik uygulayamadı…
Gelin birlikte yüzde üzerinden hesap yapalım. Çünkü bu seçimi AKP hep yüzde üzerinden medyada işledi. % 100’den % 47’yi çıkardığınızda % 53 kalır. KILIÇDAROĞLU % 48, RTE % 42 iken nasıl oluyor da sandıkların % 53 açılmamış oranı % 42’yi % 49 yaparken, % 48’i % 45’e indirebiliyor? %53 oranı % 42’den büyük değil mi? Akıl, hesap, matematik dahi bu sonucu doğru bulmuyor. RTE’nin kendisine oy aktardığını kabul ettiğimizde % 53 ile kazanması gerekir çünkü KILIÇDAROĞLU % 45’e düşerken sadece RTE’de artış oldu. Demek ki RTE kendi oylarını % 53’e HİLE ile çıkaracak artışı sandıklarda bu kez beceremedi. Sağlama yaptığınızda ise % 53 ile aslında Kemal KILIÇDAROĞLU Cumhurbaşkanlığını kazanmış oluyor. Çünkü AKP genel seçim sonuçlarında % 35’e düştü. %35’e % 11 eklenirse % 46 yapar. % 11’i nereden buluyoruz; YSK açılmayan sandık sayısını % 53 olarak açıkladığında RTE % 42’deydi. 53’ten 42’yi çıkarınız 11 kalır. Cumhurbaşkanlığı ile Milletvekilliği sonuçlarının eşitsizliğinden doğan açığın, hilelerin, hile ile RTE’ye aktarılan oy oranının toplamı da % 11’buluyor. Açılan sandık sayısı % 99 ile hesapladığınızda 53+46=99 yapıyor.
RTE 200 Bin küsur farkla yukarıda anlattığım HİLELİ RESMİ SONUÇLA kaybettiği seçime itiraz etmedi. Çünkü hiçbir sandık tutanağında kendisinin olup yazılmayan oylar yok ki itiraz etsin. Tam tersine karşı adayın olan oylar kendisine yazıldı ve algı operasyonu ile daha fazla oy aktaramadıklarından kendisini seçimi birinci bitirdi gösterebildi…
28 Mayıs’ta 2. Tur seçiminde CHP algı operasyonunu ve HİLELİ SANDIK SAYISI AKTARIMINI çözerse seçimi % 53 ile KILIÇDAROĞLU kazanır. Önceki yazımda da aynı sonucu vermiştim. Seçim sonuçlarını hesapladığımızda aynı sonuç çıkıyor. Şunu da üzüntü ile belirteyim ki, CHP genel merkezi bizim yaptığımız bu hesapları ve tespitleri yapamıyor…
Türkiye CUMHURİYETİ Devletimizin AYDINLIK YARINLARDA YAŞAMASI ve GERİCİLİĞE TAMAMEN ESİR OLMAMASI İÇİN 28 Mayıs’ta sandığa gidelim. Millet İttifakı Milletin Hükümetini mutlaka kurmalıdır, yoksa şeriat kapıyı çaldı! Millet İttifakı seçim kaybetmedi, RTE kaybetti ama hilelerle, yandaş YSK ile resmi sonuç alındığından biz seçimi kazanamıyoruz. Bu kez hilelere müsaade etmeyip algı operasyonunu kırabilirsek seçimi kazanacağız…
YAŞASIN CUMHURİYET!
Beyhan BALABAN
Cumhuriyet’in KALEMİ