Kadirye Ahatoğlu                     Çoban

Kadirye Ahatoğlu  Çoban

       

Mersin’de kültürlenmek...


 

Güzel şehrimiz Mersin, nam-ı diğer Akdeniz'in İncisi.. Boydan boya uzanan Toroslarıyla şehri kucaklarken masmavi deniziyle huzur doldurur insanın içini. Kıymetini bil ister, sana sunduğu imkanları sonuna kadar kullan ister. Mersin'de yaşamak demek, tarihi evleri bir kez de olsa dünya gözüyle görme zorunluluğu hissettirir insana, sokaklarında boş gözlerle sürüyemezsin ayaklarını. Her köşesinde yaşanmışlık saklıdır çünkü.

Tarih kokan şehirdir Mersin. Roma dönemine ait kalıntıları da barındırır, Osmanlının en nadide eserlerini de sergiler.

Kiliseleri, camileri bir mozaiğin parçaları gibi tamamlar birbirini. Bilmek, görmek, tanımak gerekir..Bu günlerde belki biraz daha farkındalık yaratmak gerekir. Özellikle içinde olduğumuz şu günlerde 18-24 Mayıs Müzeler haftası’nda. Okullar zaman zaman ziyaretler düzenliyor elbette müzelerimize ancak bunu yalnızca okul etkinliği olarak görmemek, ailenin, toplumun bu konuda bilinçli ve istekli olmasını sağlamak gerekir.

Çıksak şehrin sokaklarına, Mersin’in en önemli müzelerinden olan Arkeoloji Müzesi’ni sorsak kaçımız hakkını vererek gitmiş görmüştür acaba? Gidemeyen, göremeyen Mersinliler için kısa bir bilgilendirme yapmayı görev edindik bizde Müzeler Haftası dolayısıyla.

Arkeoloji müzesinde gezerken zaman yolculuğuna çıkmış hissi yaratır ziyaretçide. Uygarlıkların yaşayışları, hangi alanda ne tür bir gelişim gösterdiğini izleme olanağı sunar. 1435 adet eser sergilenir, şüphesiz en çok ilgi göreni ise 9 bin yıllık geçmişi olan Yumuktepe Höyüğü canlandırması ve kazıdan çıkan eserlerdir.

İşte bu sebeple görmek, bilmek, kültürlenmek gerekir. Her karışı tepeden tırnağa medeniyet kokan bu şehrin sokaklarında gezip kültürünü tanımamak hem kendinize hem şehrimize kötülüktür.