Abdullah Ayan

Abdullah Ayan

       

Müfide’ nin seçimi… -1- 


 

Anısına İçel Sanat Kulübü’ nde düzenlenen etkinlikte Müfide İlhan’ ın Mersin Belediye Başkanlığı döneminin kamuoyuna fazla yansımayan yönlerine, çoğu zaman ve kişi için önemsiz sayılan ayrıntılara  değinirken, 74 yıl öncesinden bugüne siyasette nelerin değişip nelerin değişmediğini ortaya koymaya çalıştım…

Bir yerel seçime daha giderken, gerçek anlamda sandığın halk önüne koyulduğu 1950’ deki o seçimde ortaya çıkan tablo sonucu Mersin Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Müfide ne olmuştu da bir yıl sonra kendisini seçen Belediye Meclisi tarafından alaşağı edilmişti?

Siyasete ilgi duyanların bile genel hatlarıyla bir kadının ilk kez seçimle Belediye Başkanı seçildiğini bilirler de o bir yıl içinde Müfide’ nin neler yaşadığını, hatta ‘ıskat’ edilme gerekçelerini ve işin perde arkasındaki asıl nedenlerini tam olarak bildiklerinden emin değilim…

O bilgi kırıntıları aslında dönemin yerel gazete haberlerinde, kaleme alınan köşe yazılarında yer alıyor..

Bu makalede ‘Tuz Deposundan Taş Bina’ ya’ kitabımın Müfide İlhan bölümünde tam olarak değinmediğim o detaylardan yola çıkıp yerel siyasi aktörlerin siyaset yapma tarzında geçen onca zamana karşı dün ile bugün arasında bir karşılaştırma yapmaya çalışacağım…

1950’ de Belediye Başkanları doğrudan halk tarafından değil, halkın seçtiği Meclis üyelerince belirleniyordu.

Seçmen partilerin listesinde yer alan meclis üye adaylarına oy veriyor, örneğin Mersin Belediye Meclisi en yüksek oyu alandan başlayarak aşağıya doğru sıralanan 27 isimden oluşuyordu…

Müfide İlhan çoğu dokümanda iddia edildiği gibi en yüksek oyu alan aday değildi. Kendisinin 6300 oy aldığı o seçimde yine Demokrat Parti listesinde yer alan Emin Taylan 6326 oyla yarışı ilk sırada tamamlamıştı. (Demokrat Gazetesi 6 Eylül 1950 ve Doç. Mehmet Pınar’ ın Cumhuriyet dönemi Mersin’de siyasi hayat kitabı)

Yine de kimi özellikleriyle Müfide 1946’ dan başlayarak Demokrat Parti şemsiyesi altında öylesine soluksuz bir çalışma göstermişti ki, taraflı tarafsız her kesimin üzerinde mutabık kaldığı isim olarak öne çıktı.

Örneğin yeni belediye başkanının Meclis tarafından seçileceği 8 Eylül 1950 günü Yeni Mersin gazetesi neden İlhan’ ın seçilmesi gerektiğini şu cümlelerle savunuyordu:

“Mersin Belediye Başkanlığına Bn. Müfide İlhan’ ın seçileceğini umarız.

Şehir Meclisinin yeni üyeleri bugün Belediye Meclis salonunda en yaşlı azanın başkanlığında toplanarak Belediye Reisi seçimi yapacaklardır.

Meclisin yirmi yedi asıl üyesi arasında Belediye Reisliği vazifesini yapabilecek vasıfları haiz kimseler vardır. Fakat bunlar hususi iş, güç sahibi olmaları hesabiyle belediye işlerini yolunda yürütebilmek için kendi işlerini ihmal zorunda kalacaklarını pek ala bilirler.

Bundan başka kendi işlerini ihmal etmeksizin Belediye Reisliğinde başarı gösteremeyeceklerini de çok güzel idrak edecek kabiliyettedirler. Bu sebeple reisliği kabul etmeyecekleri tabiidir. Nitekim şehir umumi efkârınca Belediye Reisliği için üzerinde durulan bazı isimler ileri sürüldükçe “kabul etmez” mütalaasıyla cevaplandırılmaktadır.

Eğer kanuni mevzuatta “en fazla rey almış olan Belediye Reisi olur” diye bir fıkra mevcut olsaydı hem meclis üyelerinin “şunu mu seçelim, bunu mu seçelim?” diye fikir yormalarına lüzum kalmamış hem de reisliğe gelmek isteyenlerin seçime müessir olacağı manevralarına meydan bırakılmamış olurdu. (o manevralarla neyin murat edildiği bir yıl sonra Müfide ıskat edildiğinde çok daha iyi anlaşılacaktır A.A.)

Bundan daha mühim olarak şehir halkının arzusuna uygun reisin kim olduğu seçim sonrasında kendiliğinden belli olurdu. Madem ki durum böyle değildir ve meclis üyeleri kendi arzularından veya hariçten bir reis seçmek mecburiyetindedirler, o takdirde bugün toplanacak şehir meclisinin belediye reisliğine en muvafık olan bir zatı intihaba (seçmeye) muvaffak olmasını temenni ederek neticeyi beklemek icap etmektedir.

Belediye işlerinin idaresi hakkında senelerce süren mesai ve tecrübelerimize dayanarak belediye reisliği için en münasip şahsiyetin Bayan Müfide İlhan olduğu hakkındaki kanaatimizi açıklamakta tereddüt etmiyoruz.

Bu bayan bütün mesaisini belediye işlerine hasredebilecek bir durumdadır. Fevkalade enerjik olduğu için belediye dairesindeki koltuğuna yaslanarak akşama kadar ‘kağıt havalesi’ ile vakit gayp etmez. Şehrin her tarafını gezer, her ihtiyacı tespit eder ve şehir halkına faydalı olur.

Dünyanın muhtelif şehir ve kasabalarını sayın eşi Faruk ile beraber gezmiş, görmüş olması sebebiyle şehirlerin ihtiyaçları, imar işleri hakkında bilgisi vardır. Mersinli seçicilerin en fazla reyini kazanmış olmasından dolayı (resmi verilere göre en fazla oy bakımından 2. Sırada yer alıyordu A.A) şehir halkının çoğunluğunun kendisinin Belediye Reisi olmasını istediklerini farz etmek te yanlış olmaz.

Ve nihayet Mersin’ de Belediye Reisinin bir bayan olması hem Mersinliler için pek haklı bir iftihar vesilesidir. Hem de dünya ölçüsünde Türkiyemiz için yepyeni bir zihniyetin ifadesidir.

Ümit etmek isteriz ki şehir meclisinin üyeleri bütün bu düşünceleri nazarı itibara alarak ona göre rey verecekler ve Müfide İlhan’ ı Belediye Başkanlığına getireceklerdir.

N.M.E “

Haber tarzında yer verilse de N.M.E rumuzuyla yayınlanan makalede zikredilen “Mersin için iftihar vesilesi ve Türkiye için yeni zihniyetin ifadesi” anlamına gelen Müfide’ nin başkan seçilmesi o gün gerçekleşir.

Ancak sonrasında yaşanacaklar o iftihar vesilesi ismin zaman içinde siyaset eliyle nasıl paralanabileceğini göstermesi bakımından ibretlik bir tabloyu yansıtacaktır.

Sonraki makalede Müfide’ yi başkan seçen Demokrat Partili meclis üyelerinin onu indirmek için neler yaptığını, öne sürülen gerekçeleri ele alacağım.

Ve okuduğunuzda ‘Dejavu’ hissi yanında 74 yıl önceki Mersin ile bugünkü kent arasında siyaset yapma açısından bir karşılaştırma yapma olanağı bulacağınızı sanıyorum…