Ekoloji, ekosistem çalışmaları bilimidir. Ekolojik denge, bilimsel olarak şu şekilde tanımlanmaktadır: aşamalı değişikliklere tabi olarak genetik, türler ve ekosistem çeşitliliğinin nispeten sabit kaldığı bir organizmalar topluluğu içinde dinamik bir denge durumu. Bir ekosistemde en önemli nokta, doğal dengenin korunmasıdır. Bu denge, yeni türlerin ortaya çıkması, bazı türlerin ani ölümleri, doğal tehlikeler veya insan kaynaklı sebepler yüzünden bozulabilir. Ekolojik denge, ekosistemlerin, türlerin diğer türler ile ve çevreleri ile bir arada bulunduğu bir istikrar durumunda nasıl organize olduğunu tanımlayan bir kavramdır.
Ekolojik denge, insan, bitki ve hayvan gibi canlı organizmalar ve bunların çevreleri ile arasındaki dengeyi tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Uyumlu ilişkiler sağlıklı ve arzu edilen ekolojik dengeyi yansıtır. Ekolojik dengenin sağlanmasında insan kilit bir rol oynamaktadır. Çünkü insanlar diğer canlılara göre çok daha fazla düşünme kapasitesine sahiptir. Tüm canlı organizmalar için yeterli gıda bulunabilir olması ve bunun stabil olması, ekolojik dengenin varlığını yansıtmaktadır. Dolayısıyla bu denge çok önemlidir. Ekosistemin var olması ve ayakta olması buna bağlıdır. Tüm organizmaların yaşamı, ekolojik denge ile gerçekleşir. Uygun ekosistem her organizmanın gelişmesini ve beklendiği gibi çoğalmasını sağlar. Organizmaların sürekli var olması, ekolojik denge sayesinde olmaktadır.
Ekolojik denge organizmaların ve çevrenin stabilitesini sağlar. Organizmaların çoğalması ve gelişmesi için elverişli bir ortam ekolojik denge ile sağlanır. Sel, kuraklık, şiddetli fırtına ve avcıların sorumsuz avlanmaları, ekolojik dengesizlik yaratan olaylardır. Kısaca yerkürenin varlığı tamamen ekolojik dengeye bağlıdır. Ekoloji ekosistemi inceleyen bilim dalıdır. Ekolojik denge, genetik tür ve ekosistem çeşitliliğinin büyük oranda istikrarlı kaldığı, doğal miras yoluyla kademeli olarak değişime uğrayan bir organizma topluluğunun dinamik denge hali şeklinde tanımlanabilir. Kısaca bir ekosistemdeki tür sayısının istikralı devam etmesi ekolojik dengedir. Ekolojik dengenin korunması demek ekosistemde biyolojik çeşitlilik sağlanması demektir. Burada en önemli nokta, bir ekosistemdeki doğal dengenin korunmasıdır. Bu denge, yeni türlerin girmesi, bazı türlerin ani ölüme uğraması, doğal tehlikeler ya da insan etkisinden kaynaklanan nedenlerden dolayı bozulabilir. Varlığını sürdüren ekosistemlerin bütün üyeleri arasında görev dağılımı vardır. Bitkiler besin üretir, otçullar bitkileri yer, etçiller otçulları yer, ayrıştırıcılar ise hepsini ayrıştırarak toprağı besin ve mineral açısından zenginleştirir. Buharlaşan suya karşılık yağmurlarla sistemin su ihtiyacı giderilir. Ekolojik dengede sistemin kendi kendini temizleyebilme özelliği vardır. Bu durum sadece orman ekosistemlerinde değil, çöl veya sucul ekosistemlerde de böyledir. Ekosistem dengesinin bozulması genellikle aşağıdaki faktörlerle olur. Yeni işgalci türlerin ekosisteme girmesi. Kilit taşı niteliğindeki tür veya türlerin tamamen yok olması. İklim koşullarının radikal olarak değişmesi. İnsanların ekosisteme ekonomik nedenlerle müdahale etmesi Yukarıdaki durumlar gerçekleştiğinde ekolojik denge bozulur. Peki, ekolojik denge bozulursa neler olabilir? Dengenin bozulduğu yaşam alanlarında aşamalı olarak çoraklaşma başlar. Canlı türleri azalır. Biyoçeşitlilik ciddi manada düşer.
Yukarıdaki durumlara birer örnek verelim. Örneğin bir orman ekosisteminde yangın çıkarsa ormanı oluşturan en temel varlık olan ağaçlar yanar. Bu durumda ormanda yaşayan canlıların da göç etmesi gerekir. Bunun sonucunda orman alanı çorak bir alana dönüşür ve yaşam tamamen yok olur. Bir göl ekosisteminde birçok su canlısının ve balıkların birlikte yaşadığını düşünelim. Aşırı avlanma ile göldeki balıkları tüketirsek zamanla balıkların yediği diğer canlıların sayısında bir patlama yaşanacaktır. Sonrasında temizlenmeyen kirlenme ile göl yaşamı aşamalı olarak sona erecektir. Ya da iklim koşullarının değişmesiyle göl kurursa yine göl ekosistemi ortadan kalkacaktır.
|